Botulinum toksin son yıllarda klasik uygulanma yöntemlerinden faklı olarak kullanılmaya başlandı. Klasik yönteme göre çok düşük dozlarda ve deride daha yüzeysel uygulanmasına “mikrobotox”, “mezobotox” denilmektedir. Bu yöntem aslında çok da yeni değil. 2001 yılından beri kullanılmakta.
Mezobotox uygulama alanları;
- Deriye istenilen parlaklık ve canlılığın verilmesi
- Deride yağ ve sebum salgısının azaltılması
- Akne tedavisi
- Deride gözeneklerin görünümlerinin azaltılması
- Roza gibi hastalıklarda yüzde kızarıklıkların azaltılması
- Mimik kaslarını etkilemeden yüzeysel ince çizgilerin giderilmesi
- Yüzde lift etkisi
- Jowl line yeniden yapılandırılması
- Boyun ve dekoltenin görünümünün yumuşatılması
- Göz altı görünümünün yumuşatılması
- Skar ve keloidlerin tedavisi
Burada mikrobotox çok sayı uygulama noktası ancak çok düşük doz ve miktarlarda, dermis içerisine yada dermisin hemen altına uygulanmaktadır. Böylece botulinum toksin deri altında derin yerleşimli çiğneme yada mimik kaslarını etkilemeden daha yüzeysel; deri tonus ve gerginliğini sağlayan yüzeysel kasların( SMAS ve platysma gibi) yüzeysel tabakalarını etkilemektedir.
Botulinum toksin ter ve sebase bezlerin fonksiyonlarını baskılamakta, bu bezlerin küçülmesini sağlamakta, deriye açıldıkları gözeneklerin boyutlarını küçültmektedir. Bu etkisi derinin daha pürüzsüz görünmesini sağlamaktadır. Botulinum toksinin deride bu etkisine cildin yenilenmesi-resurfacing denilmektedir.
Bu etkilerinden dolayı akne tedavisinde yardımcı amaçlı kullanılabilmektedir.
Mikrobotox dermis içerisine yada tam dermis altına klasik botulinuma göre daha dilüe dozlarda uygulanmaktadır. Bu uygulamalarda hedef yağ ile ter bezleri ve dermisin hemen altında yer alan SMAS ve platysma gibi kas yapılarıdır.
Mikrobotox öncesi botulinum toksinin hazırlığı, uygulama derinliği ve sıklığı son derece önemlidir. Eğer uygulama alanında istenileden fazla botuinum toksini uygulanacak olur ise bu toksin derin çiğneme ve yüz mimik kaslarını etkileyebilmektedir.
Klasik bilgilerimizden botulinum toksinin kolinerjik reseptörler üzerinden tekili olduğunu bilmekteyiz. Mikrobotox kullanımı ile bu reseptörler dışında substance p, noradrenerjik reseptörler üzerinden de etkili olduğunu görmekteyiz.
Klasik botulinum toksin hedeflenen noktalara uygulanırken mikrobotox 1 cm aralıklarla tüm alana homojen uygulanmaktadır. Daha yoğun uygulamalarda bu aralık 0.5 cm kadar düşürülebilmektedir.